Uzun zamandır aklımda olan ama birtürlü nasıl yazmaya başlasam dediğim bir mekandan ve bu mekan insanlarından bahsetmek istedim. Makanımızın adı ‘’pendor’’, aslında bu mekanın adı bir romandan esinlenerek 90’lı yılların sonlarına doğru açılmıştır. Küçük , salaş ve kendi halinde herkesin birbirini tanıdığı ve istediği gibi davranabilir gerçekten insanın kendisini evinin salonunda arkadaşlarıyla güzel müzik dinleyerek takıldığı bir mekan olarak tanımlayabiliriz.
Bu ufak ve güzel mekanımız ve insanları gerçekten farklı, doğal ve arkadaş canlısıdırlar ki zamanla değil bir kaç kez gidildiğinde kendinizi ister istemez o sıcak girdabın içerisinde bulabilirsiniz.
Benim bu mekan ile tanışmam ise mekanın ilk açıldığı elle bar duvarının örüldüğü yıllara dayanır. Çok ama çok güzel anılarım vardır ve halen anlatıp o günleri konuşuruz. Eski dostum İsmail ve onun sağ kolu , tükkanımızın CEO su Serkan (Sekmail) bu ikiliye nasıl denir, kadim dostlarımdır. Birde tükkanımızdaki tüm müdavimlerimizi taşıyan, gece sonunda çorbasını içirten, herkesin yıllardır kahrını çeken ve evlerimizi ezbere bilen Hasan Abimiz vardır, bizim evin alarm sistemini dahi ezbere bilmektedir, işte bizim tükkanımız...
Eee ne oldu bu mekan derseniz ? Küçük sevimli pendor’umuz tabiri yerinde ise Tükkanımız kapitalizm saldırganları, gözlerini € ve $ hırsı bürümüş iş adamları !!! tarafından kapatıldı , aslında sokak tam anlamıyla bloke edil ki iş adamlarımız büyük amerikanvari AVM açabilsinler diye. Netice olarak bizde yeni tükkanımızı eski kapanan Pendor’umuzun yakınına açtık , aslında daha büyük ve içerisinde canlı müzik dahi yapılabilen bir yer , gayet hoş, ama gel gör ki eski pendor’umuz efsane gibi aklımızda kaldı, ve her o sokak önünden geçerken içimiz cız etmiyor desek yalan olur. Aşağıda gözüken fotoğraf ise küçük sevimli tükkanımızın son kapanış gecesi çekilmiş olup, geceyi daha doğrusu durmadan iki gün boyunca eğlenip-ağlayıp iç çekerek geçirdiğimizin belgesidir. Bende şu anda somut olarak tek hatırası ise fotoğrafta tavanda asılı olan ejderhanın evimin salonunda olmasıdır.

Benim evlenmeme, eşimle 4 kez tanışmama sebep olan , hayatımda hep önemli yer teşkil etmiş olup aile kurmama dahi sebep olan yerdir Pendor. 4 kez nedir derseniz ? malum sebepler işte ; eşim geç gelmiştir Pendor’a ama ben hızlı içmişimdir , sonra yine aynısı olmuştur yada ben işe gimeyip direk Pendor’a gitmiş rakı-balık arkasından takılmışımdır ... gerçek %100 esmer olan sevgili karıcım bana başka tonlarda gözükmüştür ki, bu örnekler çoğaltılabilir.
Ne yazsam , ne desem azdır ama bizim tükkanımızda iki grup vardır ; Pendoroğulları ve pendorkızları bu gruba kimler dahildir, tüm detayı ile eski küçük tükkanımızdakiler bilirler ama ufak bir ipucu ise en tanıdık pendoroğlu sevgili Haykomuz’dur ve hepimize ait olan Ejderha Dövmemizdir, sembolümüzdür... Bizlere bu dövmeyi katan ve döven ise abimiz, sırdaşımız, gerektiği noktada bizleri toparlayan Ruhsel’dir.
Yazdıkça yazasım , anlattıkça anlatasım var ama 10 sene üzerinde Canada’da yaşadıktan sonra 2008 yılında geri döndüğümde sanki hiç tükkanımızdan ayrılamamış gibi karşılanmam ve kendimi bir anda sıcaklık girdabında buluşumu ise hiç unutamam...
Çok klasik olacak ama , Pendor anlatılamaz sadece yaşayarak tecrübe edinilir !
Rock on PENDOR !!!
Haydin talk to you later !

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder