4 Haziran 2013 Salı

Gezi Parkı ve HALK



Herkese Merhaba;

Her şey birkaç çapulcunun! Gezi parkında piknik yapmasıyla başladı aslında, ben ve eşimde 29 Mayıs Çarşamba akşamı arabacı amcadan köfte alarak çapulculara katıldık, keyif aldık çünkü ilk kez futbol, takım, etnik grup, din, mezhep ya da siyasi parti bayrağı olmaksızın bir aradaydık.

Aslında bu konu hakkında bir sürü yazı yazıldı ama bende yazmak istedim 8 ay sonra doğacak olan çocuğuma bir şekilde babasından yani birinci elden bir anı, olayı özetleyen bir belge kalsın diye, belki de annesinin karnında bu direnişe katılan en küçük eylemciydi…

31 Mayıs sabahı Kolluk Kuvvetlerinin piknik yapar şekilde uzanmış HALK’a uyarısız baskını ile başladı gerilim ve alevlenme, aynı günün akşamı iş çıkışında Rock FM dinleyerek eve dönüyordum ve bazı insanlar ‘’Artık burada yaşanmaz, endişeliyim yurt dışına gideceğim’’ diyerek bağlandılar yayına ve o anda bende bağlanmak istedim iki kelime etmek için çünkü dedikleri Yurtdışından gelmiştim ve istediğim an geri dönebilirdim. Yoğunluğa rağmen yayına bağlandım ve sadece içimdeki hisler ‘’Gitmek yok dedirtti bana, çünkü onlarında istediği bu meydanları boşaltıp, bizleri kaçırıp istedikleri gibi at koşturmak’’

Sonrası malum, herkes biliyor zaten şiddet, orantısız güç, HALK’a tehdit ve bunların hepsine Demokrasinin bir parçası ve test diyebilen bir iktidar. Olaylar Istanbulla kalmadı ve Izmir, Ankara, Kayseri, Mugla, Bodrum, Denizli, Tekirdag, Mersin, Adana yazamadığım diğer şehirlere yayıldı , meydanlara çıkamayanlar tencere, tava ile camlardan DİRENİŞ’e destek verdi. Niye acaba? İktidara göre herkes ana muhalefet partiliydi ki hayatımda bu partiye de oy vermiş değilim aksine o partiye HALK’ın siyasi parti gözetmeksizin direnişinde, olaylara fırsatçı gözüyle baktığını her platformda yazılı ve sözlü belirmiştim.


Neler oldu, sanırım fotoğraflar anlatır. Taraftar grupları bir oldu, etnik gruplar unutuldu, harika bir dayanışma oldu ve iktidar korkusu yaşana medya bunları yayınlayamadı çünkü Haberci ya da Gazeteciyiz demelerine rağmen mesleklerine ve HALK’a ihanet ettiler!


Kardeşlerimiz sulandı, belki üstleri kirliydi parkta toprakla oynadıkları için !

Deniz mevsimi olmadığından, deniz kenarında olduklarından tartaklandılar..


Eh yaz gelmeden şort giyersen cezası budur dendi herhalde kardeşlerimize ...


O gitarını alırız, TOMA ile üzerinden geçeriz dediler... Müzik neyimize bizim hemde Gitar !

Tribün terörü dedikleri bu olsa gerek, yazıklar olsun alıştırmıştık onları sürekli birbirmize dalarak değil mi ?
 

En önemlisi ve en anlamsı buydu , BAYRAK YERDE KALMAZ ! Siz ne isterseniz isteyin ...

Durumu bir parça kendi gözlemlerimle anlatmaya çalıştım, daha neler var ama sevgili çocuğum 8 ay sonra doğacak dedim ya işte belki bu günleri yaşayan bir Babası ve Annesi olduğunu bilecek, eminimki bizlerle gurur duyacaktır.

Daha cinsiyetini bile bilmiyoruz çocuğum ama seninde direnen abinler gibi dik durmanı, dürüst olmanı, ve en önemlisi insani duygularını ne menfaat olursa olsun unutmamanı diliyorum.

8 ayımız yada daha az kaldı, Annen ve ben seni bekliyor olacağız.
 
Haydin talk to you later !