20 Aralık 2013 Cuma

Adını Sen Koy

Herkese Merhaba ;

Şu sıralar bizim evde eşimin doğum zamanı yaklaşıyor diye bir koşturma var, malum bizim cüce doğacak şayet aksilik olmazsa Ocak 15 diyor doktor abimiz en son tarih olarak. Buna istinaden sevgili eşime moral amaçlı olsun diye dışarda ‘’Baby Shower’’ denen ancak bizim ‘’Gizmo’nun Karnı burnunda ‘’ partisi adı altında bir tantana yaptık. Neyse bu konuya nereden geldiysem anlamadım...
Bizim cücenin adını ‘’Erin’’ diye düşünmüştüm daha eşim 5 aylıkken ve bunu eşime söyledim ve oda çok beğendi neticede oğlumuzun adı Erin olsun dedik. Bir dönem bu isim olayını kendi içimizde tuttuk sonra ise aile, eş, dost, arkadaşlar falan soranlara söylemeye başladık. Kimileri değişik hoş derken, kimileride ne demek diye sordular. Bizde aslen İskoç adı olduğunu ve anlamının Barış olduğunu söyledik. Tabi haliyle herşeye yorum yapmak zorunda olan yurdum insanı değişik yorumlar katmadan edemediler, yok efendim Barış koysaydınız, yada başka bir isim daha ekleseniz yanına hani iki isimli olsun ! Erin Can gibi ! ne yaratıcı değil mi ?
Ne tuhaftır ki insanlar sizin hayatınız, yaptıklarınız hakkında çok kolayca yorum yapabiliyorlar ve bu ancak sadece bu ülkede mevcut yada bizim gibi ortadoğu kafasında olan milletler için geçerli.
Tutacağı takımı soran mı ararsın ? nerde okuyacağını soran mı ? yada nasıl nerede yaşayacağı hakkında bilgi ve akıl verenler mi ararsın !!! Şu insanlar çok tuhaf onu anladım vesselam ama tek bir şey biliyoruz ki biz oğlumuzu sabırsızlıkla annesi ve babası olarak bekliyoruz.
Yani uzun lafın kısası ; fazla aklı ve hevesi olan kendine bir çocuk yapsın ve baksın dalgalarına dalgaları büyüsün.
Erin oğlum ; sen zamanında gel, sağlıkla gel ama sakın ama sakın yeni yıl gecesi ben iki duble parlatmışken annene bir süpriz yapma yoksa hastanede annenle uğraşan doktorların yanında buram buram anason kokan bir baban olabilir.
Nasılsa ben ve annen hep ama hep seni ömrümüz ve gücümüz yettiği kadar yanında olacağız.
Yeni yıla az kaldı ama bu sene yeni yıl yazısı yazmayacağım, malum bu sene pek hoş ve keyifli geçmedi yaşadığımız ülke ve insanları adına o bakımdan umarım 2014 tüm güzellikleri ile 2013 senesinde yaşananları kapatır, unutturur, ülkemize huzur, barış, refah ve adalet getirir.
Bu arada tüm Kanada’da yaşayan arkadaşlarıma ama en çok Montreal’deki Raffi, Alin, Bianca KARA aileme iyi seneler, mutlu noel’ler diliyorum, sizleri çok özledik.

Haydin talk to you later !

11 Aralık 2013 Çarşamba

Kokoş Ne Demek ?


Herkese Merhaba ;

Sizce Kokoş Ne demektir ? Sözlük anlamını internetten google abime sorarak kolayca buldum ve aynen yazanı iletiyorum ; ‘’ Aşırı süslü, birbirine uyumsuz giysiler giymeyi seven’’.

Şimdi ne alaka , bu konuya nereden geldin diye soracak olursanız sabah radyoda duyduğum ama yağan yoğun Kar ve trafik etkisiyle salağa vurup anlamamaya çalıştığım haberden dolayı diyebilirim. Haber şöyle diyordu ; Gemlikte ‘’Kokoş’’ isimli bir kadın giyim mağazanın isminin ve vitrindeki mini etekli kadın maketlerinin müstehcen bulunması ve mağazanın tabelasının belediye tarafından gelen VİNÇ ile sökülmesi.

Ne kadar başarılı bir belediyecilik ve nasıl bir içsel bozukluk. Bu duruma sapıklık demek dahi az kalır çünkü normal bir insanın bu kadar kötü ve sapkın zihniyetli olamaz yada olmaması gerekir. Son zamanlarda kızlı –erkekli aynı ev muhabbetleri, hamile kadının sokakta dolaşması gibi konuların ve benzerlerinin sürekli cinselliğe vurulması ise durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor diye düşünüyorum.

Aslında bence şirket açarken isim ve vergi levhası gibi işlemleri yaptırmadan önce Diyanet İşlerine sorulması gerek ve burdan çıkan sonuca göre, dinen caiz yada değildir diye bir yazı alınmalı arkasında iş yeri resmileştirilmeli !  Hey allahım sen aklıma mukayet ol...

Zamanla neler olacak ve daha nasıl zihniyet uygulamalı olarak geriye manupule edilir bunlarıda ilerde göreceğiz.

Haydin talk to you later !

6 Kasım 2013 Çarşamba

Üniversiteliler ev tutabilir mi ?

Herkese Merhaba ;

Son bomba konumuz herkesin diline dolaşan ama BAĞZI bakanlarımız tarafından klasikleşmiş şekilde yalanlanan Üniversitelilerin kızlı-erkekli aynı evde kalmaları.
Bu durum gerçekten başlangıç bana göre ve her ne kadar ‘’Bu adamlar kimin ne hayatına karışmış ‘’ diyenler içinde örnek olabilir. Çünkü olay üniversite öğrencileri ile başlayıp yelpaze genişletilecek ve daha sonra nikahsız oturanlara, Ramazanda Müslüman olup ama diğer 11 ayda herkesten çok fazla çapkınlık yapanlara, sevigilisine ev tutanlara kadar dayanacak ve en son sevgilisi ile nikahlı olmayanların aynı  otel odasında yaz tatilini yapamaz haline gelinecek.
Abarttığımı sanmıyorum çünkü durum bir çeşit zincirleme reaksiyon ve bu yasaklar daha da artsın diyorum ! Şaşırdın mı derseniz cevabım hayır ! Artsın ki bu iki yüzlü müslüman taklidi yapan acemi çağkınlarda patlasın, kafalarını kaldıramaz hale gelsinler diyorum bakın o zaman nasıl herkesten çok onlar özgürlükçü olacaklar.
Bu duruma ; üniveristeli öğrencileri ve ailelerini suçlamak yada onları zan altında bırakmak diyebiliriz, bu gençlerin üzerine baskı yapıyoruz diyebiliriz, bu gençleri toplumun önüne attık ve hepsini ‘’vur patlasın , çal oynasın ‘’ diyen sürekli sevişgen grup olarak gösterildi diyebiliriz ve bunları çoğaltarak devam edebiliriz.

Daha uzatmaya gerek yok yada ağdalı cümlelerle herkesin yaptığı mental mastürbasyonu yapmayacağım  sadece durmadan yola devam diyorum.

Haydin talk to you later !


30 Ekim 2013 Çarşamba

29 Ekim 2013...

Herkese Merhaba;

28 Ekim yarım gün mesaiden sonra kendimizi ailece 29 Ekim Cumhuriyet Bayramına kilitledik ve Bağdat Caddesinde yapılan Fener Alayına katıldık.
Keyifli ve güzeldi ancak en önemlisi son senelerin en çok katılımının olmasıydı. Her grubun, her yaşta insanların olması ve bizim Ocak 2014 ‘de doğacak oğlumuzunda annesinin kardında ilk bayramına katılması ise bizim için ayrı bir önem taşıdı.
Her platformda olumlu katılımı olan ÇARŞI grubunu görmek ise yürüyüşe katılan herkesi fazlasıyla memnun etti ve çoşturdu, ancak en hoş olanı ise Fenerbahçe kafilesi ile önlü arkalı yürüyüşe katılmalarıydı çünkü hepimizin tek amacı vardı CUMHURİYETİ’mize sahip çıkmak ve bunu inadına , yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen kutlamaktı.
Elimdeki cep telefonu ile çekebildiğim düzgün sayılabilecek bir fotoğrafı ise sizlerle paylaşıyorum artık ne kadar fotoğraf çekmeden anlarım buna siz karar verirsiniz J
Nice CUMHURIYET bayramlarına, 90. Senemiz kutlu olsun !

Haydin talk to you later !



28 Ekim 2013 Pazartesi

Kafa bulandırma...


Herkese Merhaba ;

Herşey normalmiş gibi gün başlıyor, şirkete geliyorum ve yol boyunca radyodan güne başlangıç haberlerini dinliyorum. Bu esnada sizlere göre de herşey gayet rutin ve normal ancak düzenli olarak reklam aralarında ve belli başlı, daha doğrusu kafama göre durumlarda kanallarda sekiyorum. Herşey güzel değil mi ?
Nah güzel ! Bir kanalda kaybolan gençlerden bahsedilirken diğerinde dün gece süper lig ‘de alınan sonuçlar, Mancini hangi renk atkı takar ? modaya uygunluğu nedir !! konuşuluyor. Yanlış anlamayın güne başlarken yapılan haberler bunlar. Diğer bir kanalda Ethem Sarısülük’ü vuran polis memuru Ahmet Şahbaz’ın yargılanmasından konuşulurken, başka kanal ise Fenerbahçe’nin devlet meselesi olan ! başkanlık seçiminden konuşuyor.
Yada Sulukulede yapılan TOKI evlerine roman vatandaşlar yerine Suriyeden gelen varlıklı bir grup taşınmış, varmıydı haberiniz ? Roman havası yerine Arap Baharı !
Bir halk ancak bu kadar olaylardan uzak tutulur başka ne diyeyim !
Birde dün gördüm televizyon kanallarında ve bunu yazamadan edemeyeceğim. Bir grup mühendis ve mimar Marmaray Projesini riskli bulmuş ve dayanıklığı değil diye açıklama yapmış. Bu akıllı insanlar bu zamana kadar nerdeydi de açılışa 1 gün kala çıktılar ? Yahu eğer bir belge, çalışma ve mühendis kafası ile yapılmış bir analiz varsa neden açıklamadınız ? Şimdi bu yapılan açıklama çok mu profesyonelce sizce ey meslekdaşlarım !!!
Bu arada Cumhuriyet Bayramı hastaklılarına zaten laf demeye gerek yok, sayın Cumhurbaşkanımıza geçmiş olsun diyelim.
Allahım aklıma mukayet ol... Buna gündem oluşturmak değil net olarak kafa bulandirmak denir benim lugatımda, isteyen istediği yerden alabilir...

Haydin talk to you later !

3 Eylül 2013 Salı

Yeni Sezon Fırtınası !


Herkese Merhaba;

Yaz tatilimiz bitti yada bazılarımız uzatmaları oynuyor inatla tatilini bitirmemiş olabilir ancak bana göre esas kabus şimdi başlıyor. Nasıl mı? Bizde tatilimizi sağda solda elimizden geldiği ve çalıştığımız şirketin müsaadesi altında tamamladık ve evimize resmen döndük.

Akşamları evimizde televizyonda klasik iş sonrası bir şeyler izleyelim dedik ama ne görelim! Aynı dizi film yıldızlarımız! Yeni ve başka dizilerde çapraz koşulara başlamışlar. Milletle alay eder gibi zırva diziler, ekran kirliliği ve beyin uyuşturmaya devam. Yok mu bu ülkede başka program yapabilecek olan? Yaratıcılıkta sınır tanımamış yapımcılar, geçen sezon ‘’Sen bana küstün’’ dizisinde oynayanlar bu sezon ‘’Kimsenin günahı yok’’ dizisine, oradaki yan oyuncu ise  ‘’ Minareden at beni, in aşağıya tut beni’’ dizisine başrolde transfer olmuş. Resmen yazık, sıfırın altında programlar… Ne heyecan ne heyecan of offf, fırtına!

Biraz daha ilerliyoruz ve bakıyoruz ki geçen sezon GOY GOY yapan spor! Programı yorumcuları bu sezon biraz bronzlaşmış ama formlarından bir şey kaybetmemişler! Son sürat herkese ve her şeye sallamaya devam ediyorlar ama bir hararet sanırsın Ülkemizi düşman işgalinden kurtarıyorlar!

Eh derseniz Arz Talep meselesi, benimde diyecek cevabım yok… Semerler hazır kim hangisini beğenirse alsın kullansın!

Haydin talk to you later !

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Gazoz Ağacı


Herkese Merhaba;

Son birkaç aydır mütemadiyen yaşanan HALK’ın kategorileştirilmesi durumu kafamı kurcalıyor, insanlığıma dokunuyor. Nedir bunlar diye sıralasak;
·         --> Hamile kadınların çirkinliği ve bunu dillendirerek hamilelerin cinsellik uyandırması gibi konunun konuşulması, anormal derecede SAPIK zihniyetli olmak gerek bunu düşünebilmek için ya da insanın beyninin sikinde olması gerekir!
·         --> Erkek ve Kız öğrencilerin aynı merdivenden inip çıkması milli eğitimdeki müdürün diken üstünde olmasına sebep oluyormuş! Buda yukarıda belirttiğim SAPIK zihniyetle aynı açıklamayı gerektirir.
·        --> ‘’Ulusalcılık ya da Milliyetçilik bunlar farklı kavramlardır’’ diyerek ülkesini seven iki grubu ayırmaya çalışmakta bir nevi bölücülüktür.
·        -->  Evine TÜRK Bayrağı asarsan CHP’lisin ve dış mihraklarla güdümlüsün, bunu halen anlayabilmiş değilim ve anlayamayacağım sebebi ise aslına bayrak yaşadığım ülkenin bayrağı nedense TÜRK bayrağı asmak yadırganır hale geldi maalesef! Ağlamamız gerek bunu tartışmak yerine, evimde TÜRK bayrağı asılı ve asılı kalacak ama hayatımda CHP’ye oy vermedim aklımdan da geçmedi bu nasıl olacak ???
·        --> Alevi, Sünni, Kürt, Ermeni, Musevi diye nüfus müdürlüklerinde Hitlerin yaptığı gibi kodlama başlamış, şeytanın avukatlığını yapsam ve desem ki olası mezhep tartışmasında Sünni olmayanları sabun mu yapacaklar? Yâda ileride devlet dairesi ve benzeri kurumlarda iş bulma şansları olmayacak mı?
·       -->  Siyah giydin, küpe taktın ve dövmelisin o zamanda zaten Satanist oldun kaydın yani, kendini kimseye anlatamazsın çünkü şekil ve üslup bilmez adamsın sen!
·        --> Dinde istismar ve zorlama yoktur, biz kimsenin hayatına müdahale etmiyoruz derken; neden  insanları zorla Ramazanda eğlendikleri yerlerden ya da Restoranlardan topladın?
·        -->  Alevi vatandaşların evine çarpı ile işaret kondu acaba neden? Neyin çarpısıydı bu depreme hasarlı binaydı ondan mı koydunuz restore etmek için falan !

Yukarıda bir sürü unuttuğum madde vardır ama peki benim hayatımı kontrol etmek ya da neye inanıp inanmadığımı sorgulamak devlete mi kaldı? Allah’la kul arasına girmek değil mi bu? Ben içsem, sıçsam, kimi ilgilendirir? Özgür ve demokrat ülke böylemi yönetilir? Ramazanda yemek yiyen ya da içen herkes sizce Müslümanmıdır? Herkes bu ülkede yaşayan tek tip inancamı sahip olmak zorunda? Bunlara neden tahammül yok?

Demokrasi ile yönetilen ülke görmesem hatta en iyi demokrasinin olduğu ülkenin vatandaşı olmasam dediklerinize inanıp kanacağımda yok ya inandırıcı ve samimi değil. Normal demokratik ve sosyal ülkelerde din, dil, etnik grup gibi soruları sormak kanunca yasak ve suç ama bizde bunun tam tersi, hatta sormadan kodlamak normal.

Hoşgörülüyüz ve yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz demek sadece lafta, icraata gelince şiddet, küçümseme ve başkalaştırma var. Buna da benim dilimde GAZOZ AĞACI deniyor oda Hindistan’da yetişir ancak!

Haydin talk to you later !

25 Temmuz 2013 Perşembe

Hamilelik ve Tasavvuf Düşünürü



Herkese Merhaba ,

Tasavvuf düşünürü !!! Ömer Tuğrul İnançer ‘Hamileler sokağa çıkmasın’’ hatta son aylarında gezmek için beylerinin otomobilinde hava almaya çıksın gibi bir şeyler dedi.

Düşündüm, ama gerçekten çok detaylı düşündüm çocukluk yıllarımda hamile kadınları denizde falan görmezdim ama bu böyle bir yasak olduğu anlamında gelmiyor, kaldı ki şu anda benim kendi eşim hamile ve doktoru şayet imkânın varsa bol bol yüz diye bizi tembihledi.

Şimdi eğer bu amcanın annesi kendisine hamileyken daha çok hava alsaydı ve spor yapsaydı sanırım amcada beyin hücrelerinde böyle arızalar ve kablo karışıklığı olmazdı !

Bu nasıl kafa ne tür bir zihniyet artık aklım almaz oldu. Sözde din üzerinden aklına kimin ne gelirse konuşur oldu ve dinini tam bilmeyen bir milletin kafasını bulandırma görevine soyunmuş gibi herkes bir takım kurallar, yasaklardan bahsetmeye başladı.

Arkadaş size ne insanların nasıl yaşadığından, insanların neye nasıl inanması gerektiğinden size mi kaldı inandığınız Allah ile kul arasına girmek! Yada her şeye örnek verdiğiniz sure ve din kitaplarında sizlere Allah ile Kul arasına girin, milletin kafasını karıştırın mı yazıyor!

Düşünüre bak, yok efendim estetik değil demiş birde be cahil, normal ve doğal olan bir hamilelikten bahsediyoruz nasıl estetik veya değil denebilir… Allah’ım aklıma mukayyet ol yani aldığı oksijen bir yerde tıkanmış beyne gitmiyor ki beyin fonksiyonları aktif hale gelsin…

Yazdıkça geriliyorum sadece sizleri Allaha havale ediyorum!

Haydin talk to you later !

11 Temmuz 2013 Perşembe

PALA Nedir ?



Herkese Merhaba;

Olaylar ya da eylemler devam ederken haliyle karşı görüşte olanlarda ses çıkartmaya başladı. Zaten doğrusu da bu değil mi? Kesinlikle her kesimin ses vermesi ama PALA, SOPA ya da buna benzer aletlerle devletin polisini arkasına alıp saldırması değil!

Derler ki ya bu Çapulcular amma oldu, sürekli yürüyorlar, alkış, tencere, gürültü falan ancak bu grup (HALK) kimseyi dövmeye yeltenmedi.

PALA Nedir? Sözlük anlamı aynen şöyle: Ağzı enli, ortası geniş, uca doğru daralan kalın, kısa ve ağır kılıç. Yani PALA ‘yı bilmeyenler için bilhassa yazdım bir nevi KILIÇ! Bir insan nasıl başkasına KILIÇ la saldırabilir onu anlamaya çalıştım ama kafamda sanki suya atılmış sandoz sesleri çıkmaya başladı, foşurdadı yahu kafam.

Terör, Devlete Saldıranlar veyahut bölmeye çalışanlara niye bu PALA’lı cesur adamlar tepki vermedi? Çünkü hayatında kavga etmemiş bir kadına sırtından tekme atmak veya düdükle protesto yapanlara saldırmak en cengâver çözüm hele ki devletin polisini arkana alıp dağılın falan diye nara atmak apayrı bir cesaret ve ilim ister.



Istanbul derken Anakaradan da çıktı bu kişiler. Ne yapıyoruz ‘’Moruk Palan varmı ? Bir arkadaşa dalıp çıkacağım diyoruz ‘’ işte size yeni akım.

 

Haydin talk to you later !